Dahil Olan Hizmetler:
Türk Hava Yolları tarifeli seferi ile İstanbul-Bilbao / Paris-İstanbul uçak biletleri
Havalimanı vergileri ve bilet servis ücretleri
4* merkezi otellerde toplam 3 gece kahvaltı dâhil konaklama
Otel ve şehir vergileri (turist vergileri)
Özel seyahat sağlık sigortası
Özel iptal & güvence poliçesi (Son Güne Kadar Tur İptal Hakkı)
Yurt dışı çıkış harçları
Saint Jean de Luz-Paris tren biletleri
La Madeleine’de Ravel ve Beethoven Yılbaşı Konseri numaralı konser biletleri
Bilbao’da 1 adet gurme akşam yemeği
San Sebastian’da 1 gurme öğle yemeği (Michelin Yıldız)
Paris’te 1 adet gurme öğle yemeği
Bask Ülkesi I (Bilbao’da Işıltılı Bir Akşam)
Bask Ülkesi II (Gurme Başkent San Sebastian)
Ravel’in İzinde I (Ravel’in Doğum Yeri Ciboure ve Saint-Jean-de-Luz)
Ravel’in İzinde II (Montfort-l'Amaury ve Bolero’nun Hikayesi)
Ravel’in İzinde III (Rambouillet Ormanlarında Ravel Yolu)
Ravel’in İzinde IV (La Madeleine’de Ravel Konseri - Bolero)
Romantik Fransa I (Şanzelize'de Şampanyalı Yılbaşı Kutlaması)
Romantik Fransa II (Versay Sarayı ve Marie-Antoinette'in Öyküsü)
Romantik Fransa III (Kadim Gotik Notre-Dame Katedrali)
Romantik Fransa IV (XVI. Louis’in Şatosu Rambouillet)
Bask Gurmesi I (Bilbao’da Pinchos):
Ödüllü Tapas barlarında Pinchos tadımları
Bask Gurmesi II (San Sebastian’da Michelin Yıldız Restoran):
Deniz börülcesi ve mevsim salatalı Pirene Alabalığı + Közlenmiş kırmızı biber ve beyaz fasülyeli + Morina balığı + Beyaz turp ve Hindistan cevizli çıtır yengeç + Rezeneli mevsim balığı + Piquillo biberli etli Taco + Çilekli yoğurt + Fındık ve kayısılı pandispanya (sünger kek tatlısı)
Bask Gurmesi III (San Sebastian’da Cheesecake’in Doğuşu):
Cheesecake’in doğduğu ilk pastanede Cheesecake tadımı
Paris Gurmesi I (19.Yüzyıl Tarihi Fransız Restoranında Ravel’in Sofrası):
Ravel’in bilinen en sevdiği lezzetlerin arasında sayılan aromalı biftek + Tereyağlı Fransız yeşil Fasulyesi + Kahve
Programda belirtilen tüm müze ve ören yeri giriş ücretleri
Şehirler arası transferler
Havalimanı-otel-havalimanı transferleri
Matilda Travel profesyonel Türkçe rehberlik hizmeti
Rehber masrafları (Ulaşım, konaklama, yeme-içme vs.)
Sürücü ve araç masrafları (Otoyol, park, konaklama, yeme-içme vs.)
Rehber ve sürücü bahşişleri (Gezimizde bahşiş toplanmıyor)
Dahil Olmayan Hizmetler:
Fazla bagaj ücreti, otel ekstraları ve kişisel harcamalar
Programda belirtilmeyen tüm gezi, yeme-içme, müze girişi ve ulaşım hizmetleri
Harita Bilgisi:
Gezi İçeriği ve Ayrıcalıkları:
Maurice Ravel, Ocak 1928’de Kuzey Amerika’ya yapacağı uzun bir turneye çıkmadan önce, arkadaşı olan Rus dansçı ve aktris Ida Rubinstein (1885-1960) için İspanyol aromalı bir bale müziği yazmayı kabul etmişti. Fikir, Albeniz’in piyano süiti İberia’nın orkestral bir transkripsiyonunu yaratmaktı. Ancak dönüşünde Ravel, orkestrasyon haklarının İspanyol şef Enrique Arbós’a verildiğini öğrendi. Arbós cömertçe bu haklardan vazgeçse de Ravel fikrinini değiştirdi ve orijinal bir müzik hazırlamaya koyuldu.
Ravel, tek bir temadan yola çıkarak, armonik ve enstrümantal yaratıcılıkla büyüyecek bir kompozisyon oluşturma fikrini uzun süredir düşünüyordu. Boloro’nun ünlü teması Saint-Jean-de-Luz'da tatildeyken aklına geldi. Yüzmeye gitmek üzereyken bir arkadaşını piyanonun başına çağırdı ve tek parmağıyla melodiyi çalarken sordu: “Bunun ısrarcı bir niteliği olduğunu düşünmüyor musun?” Orkestrayı elimden geldiğince yavaş yavaş artırarak, herhangi bir gelişme olmadan bunu birkaç kez tekrarlamaya çalışacağım”.
Temmuz ayında çalışmaya başladı. Ravel’in standartlarına göre parça hızlı bir şekilde, beş ayda tamamlandı. Do majörden Mi majöre cesur bir modülasyonla, sonunda bir havai fişek patlaması gibi bastırılmış olan gerilimi serbest bırakana kadar, sert bir şekilde basit melodiyi geliştirirken, trampetler 15 dakikalık hararetli çalışmanın tamamını destekliyordu. Sıra koreografi için Rubinstein’ın hazır olmasına gelmişti.
Boléro'nun ilk performansı 20 Kasım 1928’de Paris Opéra’da gerçekleşti. Prömiyer, bağıran, ayaklarını yere vuran, tezahürat yapan bir seyirci kitlesi tarafından alkışlandı ve konserin ortasında bir kadın seyircinin “Au fou, au fou!” (“Deli adam! Deli!”) diye şeklinde bağırdığı duyuldu. Ravel’e bundan bahsedildiğinde şöyle cevap verdi: "O bayan... o anladı."
The Daily Telegraph’a verdiği bir röportajda ise şunları söyledi: "Bu çalışma hakkında hiçbir yanlış anlaşılma olmamasını özellikle arzu ediyorum. Çok özel ve sınırlı yönde bir deneyi teşkil ediyor aslında ve gerçekte olduğundan daha fazlasını başarmayı amaçladığından da şüphelenilmemeli.”
Ravel ünlü eseri için “Yalnızca tek bir tema kullanma fikri keşfedildiğinde herhangi bir konservatuar öğrencisi de bunu yapabilirdi” de diyecekti. Ünlü besteci, Boléro’yu diğerlerine göre daha az önemli eserlerinden biri olarak görse de Bolero, tarih boyunca onun her zaman en popüler eseri olmuştur.
Şimdi TÜRKİYE'DEN İLK KEZ ve SADECE MATİLDA ile Ravel'in izinde ve Bolero ezgilerinde Kuzey İspanya ve Fransa'yı keşfetme vakti! Gelin neler yapıyoruz beraber bakalım..
Mecdelli Meryem Kilisesinde (La Madeleine) Yılbaşı Konseri:
La Madeleine’nin (Magdalalı Meryem’e adanan Sainte-Marie-Madeleine Kilisesi) ana salonunda Maurice Ravel'in Bolero’sunu ve Beethoven'ın 9. Senfonisini icra edecek klasik müzik konserine katılıyoruz.
Paris'te Neoklasik mimari üslubun en mükemmel örneklerinden biri olarak kabul edilen Mecdelli Meryem Kilisesi, 1806 yılında Napolyon tarafından Grande Armée'nin ihtişamına adanan bir Yunan tapınağı olarak tasarlanıyor. 52 adet ile Korint sütunuyla görkemini koruyan yapı, zamanının en önemli sanatçılarını bir araya getiren döneminin en büyük mimari projelerinden biri olarak kabul ediliyor. Şimdi SADECE MATİLDA'nın ileri seviye gezginleri bu gizemli sanat tapınağının kapılarını aralıyor ve yılbaşı günü görkemli ana solonda Ravel'in Bolero'su ve Beethoven'ın 9.senfonisi MATİLDA gezginlerini bekliyor.
Şanzelize'de Şampanyalı Yeni yıl Kutlaması:
17.yüzyılda Fransa kralı XIV. Louis'in peyzaj mimarı olan André Le Nôtre'nin Fransa'ya kazandırdığı ve dünyanın en ihtişamlı caddelerinden biri olarak kabul edilen Şanzelize'de yeni yıla giriyor ve SADECE MATİLDA gezginlerine özel ikram edilecek şampanyalar ile yeni senemizi, yeni umutlarla yılbaşı konseri ardından sanat dolu, seyahat dolu ve ümit dolu bir şekilde havai fişeklerin aydınlatacağı huzurlu bir aydınlıkta karşılıyoruz.
Bask Ülkesinde Bir Gurme Başkent: San Sebastian
Rotamız Bask ülkesinin gurme başkenti San Sebastian. Kuzey İspanya kıyılarının en sevilen bu tatil beldesinde; tüm kenti çevreleyen ünlü La Concha sahili, meşhur balık pazarı, sıra kemerli Constitucion Meydanı, görkemli Azize Maria Bazilikası, İyi Çoban’a adanan El Buen Pastor Katedrali ve Bask kültürüne hediye edilen San Telmo Müzesi’ni ziyaret ediyoruz. Ardından elbette tadı damaklarda gurme deneyim bizleri bekliyor. San Sebastian’ın Michelin yıldızlı restoranına konuk oluyor ve adını Baskların verimli ovaları, balıkçı kasabaları ve Kuzey İspanya dağlarından San Sebastian pazarlarına getirilen ürünlerden alan “Pazar Yemeği”nde; deniz börülcesi ve mevsim salatalı Pirene Alabalığı + közlenmiş kırmızı biber ve beyaz fasülyeli Morina balığı, beyaz turp ve Hindistan cevizli çıtır yengeç, rezeneli mevsim balığı, Piquillo biberli etli Taco, çilekli yoğurt, fındık ve kayısılı pandispanyanın (sünger kek tatlısı)” tadını çıkarıyoruz. Ardından 1990’lı yıllarda ilk kez yapılmaya başlanan ve kısa sürede popüler gastronomide fırtınalar estiren “San Sebastian Cheesecake” tadımını bu lezzet yolculuğunun ilk başladığı tarihi pastanede denemeyimi de unutmuyoruz.
Saint-Jean-de-Luz Treni ve Ravel'in Fransa'sı:
Bir başka Fransa'nın kapılarını aralamaya hazır mısınız? Evet dünyaca ünlü Fransız besteci Maurice Ravel’in izini süreceğimiz “Bir Başka Fransa”ya doğru yola çıkıyoruz. Unutulmayacak bu serüven Ravel’in doğup büyüdüğü Ciboure ile başlıyor. Bu şirin Fransız kasabasında Ravel’in dünyaya ilk kez gözlerini açtığı evi, Belediye Binası önündeki Ravel Heykelini, Grande Plage ve tipik Bask evlerinin sıralandığı kartpostaldan çıkma liman hattını, Avusturyalı Marie-Therese'in XIV. Louis ile gerçekleştirdiği düğününden önce konakladığı Maison de l'Infante konağını ve Saint-Jean-Baptiste Kilisesi’ni görüyoruz. Ardından Bask ruhunu Romantik Paris atmosferine taşıyan Saint-Jean-de-Luz Treni ile başkent Paris’e yol alıyoruz.
Gastronomik Paris (19.Yüzyıl Tarihi Fransız Restoranında Ravel'in Sofrası):
Bu kez Paris’te gastronomik Fransa’nın tadını çıkaracağız. Öğle yemeğimizi tarihi Opera Meydanı’nda 1862 yılından beri hizmet veren ve bir zamanlar Marx ve Engels’in burada oturup Komünist Manifesto’yu kaleme aldığı, Emile Zola, Maupassant, Çaykovski, Andre Gide, Hemingway ve dünyaca ünlü birçok ismin ve elbette Paris Sosyetesinin müdavimi olduğu tarihi mekanda alıyoruz. Burada, “Operadaki Hayalet”e can neren Palais Garnier manzarasıyla birlikte, Ravel’in bilinen en sevdiği lezzetlerin arasında sayılan aromalı bifteğin, tereyağlı Fransız yeşil fasulyesinin, özel kahvelerin ve enfes Fransız tatlılarının keyfini sürüyoruz.
Bilinmeyen Sanat Diyarı: Montfort-l'Amaury ve Rambouillet
Ravel’in yanında birçok ünlü oyuncu, bestekar, mimar, ressam, şarkıcı ve bilim adamı çıkarmış bir kültür sanat diyarı olan Montfort-l'Amaury kasabasına gidiyoruz. Varışımızla Ravel’in 1921’de satın aldığı ve “Bolero” başta olmak üzere; “Tzigane” ve “Piano Concerto for the Left Hand” gibi bugün bile dünyanın her yerinde icra edilen eserlerini bestelediği ve ölümünden bir süre sonra müzeye çevrilen Ravel Müzesi’ni ziyaret ediyor; delikli kahve fincanlarını, porselen ve cam koleksiyonunu, piyanonun üzerindeki romantik kutularını ve daha birçok şahsi eşyasını yakından görme imkanı buluyor ve adeta zamanda bir yolculuğa çıkıyoruz. Müze ziyaretinin ardından arka bahçeye bitişik muhteşem Rambouillet Ormanının buğulu atmosferinde tıpkı Ravel’in yapmaktan çok hoşlandığı gibi yürüyüşe çıkıp, kasabanın sokaklarını arşınlıyor ve “Bretonyalı Anne” tarafından inşa ettirilen Anne-de-Bretagne kulelerini görüyoruz. Montfort-l'Amaury gezisinden sonra kasabaya 20 dakika mesafedeki Rambouillet’e varıyoruz. Burada, 18.yüzyılda Fransa Kralı XVI. Louis’in özel mülkü olan şatosunu bir ziyareti esnasında kocasına eşlik eden Kraliçe Marie-Antoinette'in (söz konusu şatoyu kastederek) "Pourrais-je vivre dans cette gothiquecrapaudière! " (Böylesine gotik bir kurbağa evinde nasıl yaşayabilirim!) diye haykırdığı rivayet edilen ünlü Rambouillet Şatosu’nu ziyaret ediyoruz.
Versay Sarayı ve Marie-Antoinette'in Öyküsü:
Marie-Antoinette'in öyküsüne bu defa meşhur Versay Sarayı gezisi ile devam edeceğiz. 17. yüzyılda inşa edilen ve dünyanın en ünlü şatosu olarak bilinen, içinde tüm soyluların süzülerek yürümeyi öğrendiği Versay Saray’ı ve Saray Bahçeleri sizleri bekliyor.
Romantik Paris:
Romantik Paris turumuzda, şehrin UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan tarihi bölgesinde yer alan Louvre Müzesi, Eyfel Kulesi, Arc de Triomphe (Zafer Takı), Opera Bastille ve Place de la Concorde gibi yapıları görüyor ünlü Fransız yazar Victor Hugo’nun 1831 yılında yayınlanan ve Fransa’da krallık döneminin karanlık günlerinden kesitler sunan meşhur romanı “Notre-Dame’ın Kamburu”na konu olan ikonik Notre-Dame Katedrali’ni ziyaret ediyoruz.
TÜRKİYE’DEN İLK DEFA ve SADECE MATİLDA’da Mozart’ın Prag günleri ve Mozart’ın ünlü operası Don Giovanni’yi, 1787’de Mozart'ın dünya prömiyerini bizzat yaptığı orijinal sahnede izlemenin tarifsiz keyfi.. Ünlü bestecinin ağırlandığı saraylar, köşkler ve balo salonları.. İhtişamlı yapılardan kulaklara çınlayan Mozart ezgileri.. Kral II. Rudolph’u da ağırlayan 16.yüzyıl manastır restoranda Çekya gurmesi.. Mozart’ın anılarıyla dolu mekanlar ve sanat keşifleri.. Mozart’ın Prag yolculuklarına yeniden seyahat..
TÜRKİYE’DEN İLK DEFA ve SADECE MATİLDA ile Baltık’ta Bocelli.. Ünlü tenorun başkent Riga’yı saracak büyülü performansı.. Yine SADECE MATİLDA gezginlerine özel limuzin ile ulaşım.. Kuldiga ve Bilinmeyen Baltık.. Avrupa’nın en uzun şelalesi Venta.. Yaşayan Orta Çağ-Pagan deneyimleri.. Baltıklı kaşiflerin izinde tarih müzeleri.. Jurmala ve eski Sovyet köşkleri.. Art Novu mimari, mistik inançlar ve doğaya adanan felsefe.. Baltıklar’da lüksün zerafete, zerafetin eklektik zevke dönüştüğü senfonik deneyim..
Dünyanın en prestijli sahnelerinden La Scala’da Puccini’nin destansı operası Tosca.. 17.yüzyıldan günümüze Milano’lu entelektüelleri ağırlayan La Scala mimarının eliyle yaratılmış tarihi barok restoranda La Scala sonrası geleneksel gala yemeği.. Operanın altın dönemine yolculuk. Kutsal Meryem Ana Manastırı ve Leonardo Da Vinci’nin efsanevi Son Akşam Yemeği freski.. Brera Sarayı ve Rafael’in ölümsüz tablosu Meryem’in Düğünü.. Bagatti Valsecch Müzesi.. Como gölü ve deniz mutfağı.. La Scala ve İtalyan Rönesansı..