AVCININ KANATLARINDA MOĞOLİSTAN
Kartal Avı Zamanı Moğolistan & Sagsai & Orhun Vadisi

Gezi İçeriği ve Ayrıcalıkları:

"Ordusunu Çin ve İran'a götürmüş ve birçok ülkeyi fethetmişti. Herkes onun cüretkar eylemlerini konuşuyor, Büyük İskender'den bu yana onun gibi bir hükümdarın gelmediği anlatılıyordu. Bir savaştan daha galip çıkmış ve obasına dönmüştü. Dostlarıyla beraber avlanmak için dağlara gitti.. Altay dağları onların neşeli kahkahalarıyla çınlıyordu. Çok sevdiği kartalı kolunda oturuyordu. Efendisinin bir sözüyle havada süzülen ve bir geyik, tilki ya da tavşan gördüğünde bir ok gibi hızla üzerine atılan dev altın kartal.. Hükümdar dağları ve vadileri adı gibi bilirdi. Yalnız lakmak istedi. Dostları kısa yoldan dönerken o, atını sarp vadilere sürdü. Evcil kartalını da bileğinden salmıştı. Hava sıcaktı. Susadı. Bir kayanın kenarından akan su gördü. Heybesinden gümüş bir kupa çıkardı. Tam içecekti ki kartalı havada beliriverdi ve kadehini düşürdü. Hükümdar yine denedi. Kartal izin vermedi. Tekrar denedi ama kartal onu yine içmekten alıkoydu. Hükümdar kılıcını çekti. O çek sevdiği kartalı kılıcının darbesiyle ayaklarının dibine düştü. Su havuzuna indi. Tam içecekti ki suyun içinde en zehirli türden ölü bir yılan gördü. Durdu. Susuzluğunu unuttu. Yalnızca yerde yatan ölü kartalını düşündü. O ki dünya tarihinin en büyük liderlerinden Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk Kağanı olan Cengiz Han, hayatını kurtaran kurbanına minnetle sarılıp iç çekti. O günden beridir ki kartal, Türkler’in en eski dostu, kutsallığın ve gücün simgesi oldu."

Kartal Avı Zamanı Sagsai:

Moğol-Altay mitolojisi şimdi TÜRKİYE'DEN İLK KEZ ve SADECE MATİLDA'da MOĞOLİSTAN ve DOĞU ALTAYLAR keşif gezisi ile vücut buluyor. Rotamız inanılmaz kartal avı geleneğini turistik olarak değil göçebe yaşamın gerçek bir parçası halinde sürdüren Moğol kabilelerinin diyarı Sagsai. Varışımızı takiben yurt kampımıza (ger) yerleşiyor ve nüfusunu Moğol-Kazak göçebelerinin oluşturduğu obada ağırlanıyoruz. Orta Asya bozkırlarında yaşayan göçebe halkların geleneksel içeceği kımız eşliğinde göçebelerle tanışacak ve bizler de göçebe Moğol yaşamının bir parçası olacağız. Yurt kampının sabahında ise hafızlardan silinmeyecek bir deneyim TÜRKİYE'DEN İLK KEZ SADACE MATİLDA gezginlerini bekliyor. Moğolistan’da turistik göstericiler ile değil hala kartal avı geleneğini sürdüren Moğol-Kazak GERÇEK KARTAL AVCILARI ile buluşuyor ve Altay dağlarının eteklerine varıp at sırtında gerçek bir kartal avına katılıyoruz. Engebeli Altay Dağları'nın Bayan Ölgii tepelerine at sırtında ve kolunda bir kartalla dörtnala koşan bir kartal avcısını hayal edin. Sizi Orta Asya'nın eski zamanlarına götürmüyor mu? Gökyüzünde süzülerek kızıl tilkileri arayacak dev altın kartalların hareketlerini ve uçuşlarını izliyor, Altay dağlarından etnik göçebelerin yüzlerine yansıyan Moğol güneşinin altında kadim geleneklerin izini sürüyoruz.

Cengiz Han'ın İzinde: Batı Moğolistan Nehirlerinde Olta Balıkçılığı

Cengiz Han'ın sürgün yıllarının ayak izinde Ulgii vadilerine yol alıyor ve Tolobo gölü kıyılarında tıp ki Cengiz Han’ın gençliğindeki gibi Moğol nehirlerinde olta balıkçılığı yapıp Osman alabalığı veya Lenok gibi türleri yakalamaya çalışıyoruz. Ardından yeniden atlarımıza binecek ve Altayların nefes kesen manzaralarına doğru göçebe yolculuğumuza devam edeceğiz. Yurt kampımızda unutulmayacak bir deneyim daha bizleri bekliyor. Batı Moğolistan’daki gecemizi ve anılarımızı Moğol göçebelerinden canlı müzik eşliğinde kımız içerek akşam yemeği ile kutluyoruz.

Altay Dağı Eteklerinde Jeep Safari ve Vahşi Moğolistan:

Vahşi Moğolistan’ı deneyimlemeye devam ediyoruz. Özel jeeplerimizle yeniden Altay dağlarının derinliklerine yol alıyor kartalların avları olan Moğol tilki türlerinin peşine düşüyoruz. Batı Moğolistan vahşi yaşamını yakından tanıyacağımız safaride bozkurtları ve Argali koyunları gibi yaban türlerini de arayacak ve piknik öğle yemeği alacağız.

Göktürk Yazıtları ve Tonyukuk Abideleri:

Türk tarihinin en önemli abidelerinden Göktürk Yazıtları'na yol alıyoruz. Türk tarihine ışık tutan ve UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesinde yer alan kaya yazıtlar ve Göktürk Kağanlığının yabgusu Tonyukuk abidelerini ziyaret ediyor, Türk tarihinde unutulmayacak bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz. Sonrasında Moğol yurt obasına ulaşıyoruz. Varışımızla beraber Doğu Moğolistan göçebeleriyle tanışıyor, yurt çadırımıza yerleşip Moğol usulü göçebe sofrasında keyifli bir akşam yemeği alıyoruz.

Destansı Orhun Vadisi:

Bu kez rotamız Orta Asya boyunca uzanan uçsuz bucaksız Moğol stepleri. Steplerin çarpıcı kırsal manzaraları eşliğinde yol alıyor ve bozkırın ortasında yaşamını sürdüren Moğollarla buluşuyoruz. Yerel kıyafetleri ve bozkır yaşamına sağladıkları uyumla hayranlık uyandıracak bu buluşmada Moğolların Orta Asya steplerindeki geleneklerinin bir parçası oluyor. Göçebelerle bozkır sofrasında alacağımız öğle yemeği sonrası Karakurum yakınlarında doğru yola çıkıyor ve Orhun Vadisi’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Arkeolojik alanı Harhorin’e (Kharkhorin) varıyoruz. Moğol imparatorluğuna ait koleksiyonuyla dikkat çeken Harhorin Moğol Tarihi Müzesi, efsanevi Budist tapınağı Erdene Zuu, Şaman Taşları (Türk-Moğol Devletleri Anıtı) ve Moğolistan'ın en eski ve tarihi açıdan en önemli yapılarından Shankh Manastırı gezileri sonrası Orhun Nehri kıyısındaki yurt çadırlarımıza yerleşiyoruz.

Orhun Abideleri ve Gobi Çölü:

Türk tarihinin en değerli miraslarından Orhun Abidelerini görmek üzere yola çıkıyoruz. 6. ve 7. Yüzyıllar arasında Moğolistan’da hüküm süren Türk Kağanlıkları dönemine ait yazıtları yerinde keşfediyor, Bilge Kağan ve Kül Tigin Yazıtları arasında Türk tarihinin gizemli perdelerini aralıyoruz. Ardından sıra dışı bir deneyim daha bizleri bekliyor. “Küçük Gobi” olarak anılan Elsen Tasarkhai çölüne varıyor ve deve sırtında kum tepelerini aşıyoruz.

Başkent Ulan Bator ve Kaşmir Pazarları:

Moğolistan’ın en büyük Budist manastırı olan Gandan, görkemli Çin-Moğol mimarisiyle Bogd Khan Sarayı, şehrin tarihi merkezi Sühbatur Meydanı ve Cengiz Han anıtı, Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk kağanı Cengiz Han Müzesi ile meşhur kaşmir pazarları gezeceğimiz yerler arasında. 

Geleneksel Moğol Gecesi ve Gırtlak Müziği:

Gezimizin son gecesini gala gecesi olarak kutluyor ve geleneksel Moğol gecesine konuk olup yerel kostümlü dansçıları izleyerek akşam yemeğimizi alıyor ve Moğol gırtlak müziğine kulak veriyoruz.