ALTAYLAR
Börteçine İzinde Türk Ana Yurdu

"Altay savaşçısının destansı öyküsü bu,
öfkeyle soluyan safkan atları ile
büyük savaşçıların izleri
Altay'ın güçlü halkı.."

Orta Asya gırtlak müziği olan bir Altay hömeyinde böyle anlıyor Altaylar ve ata yurdunun kadim bekçileri Altay Türkleri.. Rotamızı efsanelerin ve en eski Türk geleneklerinin diyarı Altaylar'a çeviriyor ve Orta Asya Türklerinin izinde Altaylar'ı keşfe çıkıyoruz.

Beluça Dağı ve Ergenekon Destanı:

Yolculuğumuz Altay dağlarının en yüksek zirvesi Beluça dağının eteklerindeki buzullardan doğan Chuya ve Katun nehirlerinin birleştiği Chuya-Katun Vadisi ile başlıyor. Agarta ya da Şambala olarak anılan Orta Asya ve Himalaya mitlerinde gizemli bir yeraltı medeniyetinin sihirli geçiş kapısı olarak anılan Beluça'nın Türklerin "Ergenekon" destanında bozkurtun yardımıyla demircinin eritip esareti bitiren dağ olduğuna da inanılıyor. Ne var ki Türklerin altın dağı Altaylar adına yaraşır heybetli sıra dağları ve ulaşılmazı zor diyarıyla efsanelerden gerçeğe gezginlerini büyülemeye devam ediyor.

Anokhin Müzesi ve Gizemli Sibirya Buz Kızı:

Altayların başkenti Gorno Altaysk’ye varıyor ve “Gizemli Sibirya Buz Kızı”nın izini sürmek üzere ünlü Anokhin Müzesini ziyaret ediyoruz. Belukha dağı yamaçlarındaki buzullardan doğan ünlü Katun ırmağına yol alıyor, Altay dağlarının en çarpıcı manzaralarını sunan Çemal Vadisini keşfedip birçok farklı Sibirya topluluklarının mirası kurganlar ve tarihi patikalar üzerinde adımlıyoruz.

Kızıl Çin Vadisi & Kurai Bozkırı & Renkli Dağlar :

Kırmızı tonlu kaya oluşumlarıyla kızıl gezegen Mars’a benzetilen ve bu sebeple Mars Vadisi olarak da anılan Kyzyl-Chin (Kızıl-Çin) vadisi keşfediyor, renkli halkaların su üzerinde gizemli manzaralar sunduğu gayzer gölünü ve Kurai Bozkırını geziyoruz. Gün sonunda ise unutulmayacak bir deneyim bizleri bekliyor. Türk-Moğol göçebe kültüründe Hömey olarak anılan gırtlak müziğini dinlemek üzere Altay otağına konuk oluyor ve kopuz eşliğinde mistik ezgilere bürünen gırtlak müziğini Altaylı Hömey üstatlardan canlı olarak dinliyoruz.

Katu Yarık ve Pazırık Kurganı:

Altay dağlarının efsanevi Katu Yarık geçidi bizleri bekliyor. Kuşkusuz Altayların en pitoresk manzaralarını sunan nefes kesen dağ geçidini özel araçlarımızla geçiyor ve Altayların incisi Kidelu gölü de dahil olmak üzere zümrüt renkli gölleriyle ünlü Ulagan platosunu geziyoruz. Ardından İskit sanatının özellikle halı ve küçük sanatları örneklerinin bulunduğu UNESCO mirası Pazırık Kurganlarını ziyaret ediyoruz.

Çuya Karayolu:

Sibirya’nın kalbinde Altay dağlarından geçen dünyanın en güzel otoyollarından biri olan Chuya Karayolunda yol alıyor, tarih boyu Rus imparatorluğu ile Macaristan arasından bir ticaret yolu olarak kullanılan yol üzerinden karlı kaplı Altay zirvelerinin manzarası eşliğinde dik ve dolambaçlı yolları aşıp sonsuz bir turkuaz rengi sunan kıvrımlı nehirleri geçerek Çulişman Vadisi’ne varıyoruz.

Kalbak Taş Petroglifleri:

Altaylar maceramız tarihi Kalbak Taş Petroglifleri gezisi ile devam ediyor. Sibirya’da binlerce yıl öncesinde yaşamış eski insanların mirası esrarengiz kaya ve mağara resimlerini görüyor ve cennet cehennem felsefesinden gökyüzü haritalarına antik Sibirya’nın arkeolojik dünyasına yolculuk ediyoruz. Ardından çağlar boyu hırçınca akan sularıyla destanlara konu olmuş Ilguman Nehri ve Katun bizleri bekliyor. 

Gerçeküstü bir doğal güzelliğe sahip ata diyarında Kurai Bozkırı, gizemli Altay Buz Prensesini göreceğimiz Gorno Altaysk Anokhin Tarih Müzesi, Altay otağında Türk gırtlak müziği Hömey seremonisi, baş döndüren Katu Yarık Geçidi, İskitlerin izinde Pazırık Kurganları, Kızıl Çin Vadisi ve Martian Renkli Dağları, Kalbak Taş Petroglifleri, Chuya Yolu, pitoresk Çemal, uğuldayan Ilguman, Ulagan Yaylası ve Göller Bölgesi ile daha nicesi destansı Altaylar yolculuğunda bizleri bekliyor.

Başkent Moskova:

"Altaylar" keşif yolculuğumuza Moskova'da kültür ve tarih gezileri de eşlik edecek. Önce başkentin kalbi Kızıl Meydan’a yol alıyoruz. Dünya tarihine damga vuran ünlü meydanı keşfediyor ve görkemli mimarisiyle Moskova’nın simge yapısı Aziz Vasil Katedrali’ni ziyaret ediyoruz. Sonrasında büyük şairimiz Nazım Hikmet’in mezarına ev sahipliği yapan Novodeviçi mezarlığı ve adeta bir müzeyi andıran Moskova metrosu gezileri sonrası yerel bir mekanda Rus mutfağından öğle yemeği bizleri bekliyor. 

Moskova'da bir günümüzü de dünyaca ünlü Kremlin Sarayı'na ayırıyoruz. Tarihi 14.yüzyıla kadar uzanan eski bir kale olan ve aynı zamanda devlet başkanının resmi ikametgahı efsane yapının gizemli kapılarını aralayacağız.