TİBET'TE YEDİ GÜN
Tanrılar Ülkesi Tibet ve Batı Çin (Everest'te Bir Gece)

Bir gezgin, dağcı ve coğrafyacıydı. "Kıtaların ve Okyanusların Kökeni" adlı eseriyle ünlü Alman kaşif ve bilgin Alfred Wegener'in kızıyla evliydi. Hayata dair tüm tutkuları keşfetmek üzerineydi. Onu, 1939 yılı yazında Himalayaların Karakurum Dağları uzantısında bulunan dünyanın en yüksek ve tırmanması en tehlikeli dağlarından biri olarak kabul edilen Nanga Parbat'a (Çıplak Dağ) yapılacak keşif gezisine götüren de bu tutkularıydı ancak bu yolcukta esir düşeceğini bilemezdi.

II.Dünya Savaşı'nın başladığı dönemdi. Avusturya-Alman asıllı gezgin Himalayalar'da İngiliz askerlerine esir düştü. Esaret kampından birkaç kez kaçmaya çalıştı ama başaramadı. Sonunda yanına bir arkadaş buldu ve ikili 1944'te kaçmayı başardı. Aylarca yol aldılar. Binlerce metre yükseklikteki geçitleri ve vadileri aştılar. Son durakları Tibet'in başkenti Lhasa oldu. Orada 14. Dalai Lama ile tanıştı ve hayatının sonuna kadar sıkı dost kaldılar.

Maceralarını "Tibet'te Yedi Yıl" adlı kitabında anlatan gezgin ve coğrafyacı Heinrich Harrer, ünlü eserinde: "yanımızda getirdiğimiz bölgenin haritasında sadece üç isim vardı ama şimdi iki yüzden fazla isim doldurduk" diyerek dönemin Tibet'i ve Tibetl'ilerini bizlere anlatır. Daha sonradan aynı isimle sinemaya da uyarlanan eserin ayak izinde Tibet'e yol alıyoruz. Tibet'te yedi yıl kalamayız ama "Tibet'te Yedi gün" keşfi ile sizleri yasaklı ülkenin saklı kapılarını aralamaya davet ediyoruz. 

Tibet'te Yedi Gün:

TÜRKİYE’DEN İLK KEZ ve SADECE MATİLDA’da Tibet ve Batı Çin’i bir araya getiren kült bir keşif yolculuğu bu. Dünyanın en yüksek tapınaklarına çıkıyor ve en eski manastırlarını geziyoruz. Kırmızı cüppeli Budist keşişler ile tanışıyor mistik törenlere ve gizemli ayinlere katılıyoruz. Güneş Şehri Lhasa'yı keşfediyor, Tibet Hac Yolunu adımlıyoruz. Dalay Lama’nın izinde Potala ve Norbulingka saraylarını ziyaret ediyoruz. Tibet içlerine yol alıyor, Yalond vadisini selamlayıp Simila tepeliklerine dua bayraklarımızı asıyoruz. Tibet yörüklerinin kutsal mabedi Jokhang ile buluşuyor yaşayan ortaçağ krallığı Shigatse'yi geziyoruz. 

Everest'te Gün Doğumu ve Gün Batımı:

15.yüzyılda Birinci Dalai Lama tarafından kurulan kutsal Tashilunpo Tapınağını ziyaret ediyor ardından 5 bin metreyi aşan rakımlarıyla Gyatsola ve Gawula geçitlerini geçerek Himalayaların büyüleyici manzarası eşliğinde Everest Dağı milli parkı sınırlarına giriyoruz. Koruma alanının dar ve kıvrımlı dağ yollarını takip ederek Everest zirvesini yakından görebileceğimiz ana kamp alanına ulaşıyoruz. Varışımızla beraber efsane bir deneyimi daha yaşamak üzere ana kampta yerimizi alıyor ve beklemeye başlıyoruz. Birazdan güneş dünyanın çatısı üzerinden batmaya başlayacak. Bizler de gün batımını nefes kesen Everest manzarasıyla karşılıyor daha sonra misafirhanede akşam yemeğimizi alacak ve misafirhanede geceleyeceğiz. Daha sonra gün doğmadan uyanıyor ve yeniden gözlem noktasına çıkıyoruz. Bu kez dünyanın çatısını aydınlatacak güneşi bekliyor ve gün doğumunu Everest’in gölgesinde karşılayıp destansı yolculuğumuzda yeni bir güne daha merhaba diyoruz. Everest ana kampında alacağımız sabah kahvaltısı sonrası bu kez Everest’in eteklerindeki dünyanın en yüksek manastırı Rongbuk’u keşfediyoruz. 

TÜRKİYE'DEN İLK KEZ: Batı Çin ve Büyük Leshan Budası

TÜRKİYE'DEN İLK KEZ VE SADECE MATİLDA'DA Tibet'i Batı Çin ile buluşturuyor ve Batı Çin gezimizde Çin pandalarını görüyor, dünyanın en büyük Buda heykeli Leshan anıtını ziyaret ediyor, Mengdingshan vadisinde çay toplayıp, 1700 yıllık Huanglongxi'in eski zaman iskeleleri, Zheng sokağı boyunca uzanan asırlık banyan ağaçları arasında yükselen tapınakları ve tarihi Çing hanedanlığına kadar uzanan ünlü Chen su değirmenleri gezileriyle Batı Çin’de bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz.  

Törensel Tibet-Çin Geceleri ve Geleneksel Sofralar:

Yerel bir çay evinde meşhur Tibet çayının tadına bakıyoruz. Tibet kültürünü daha yakından tanıyacağımız akşam yemekli geleneksel Tibet gecesi de sizleri bekliyor. Bir yerel gibi Tibet’i keşfettiğimiz yolculukta Shigatse’nin geleneksel deneyimlerini de yaşıyoruz. Ünlü ve tarihi bir mekana konuk olup Woo Do yemeğine katılıyoruz. Buharda pişirilmiş Tibet çöreği, yoğurt, haşlanmış Gangba koyun eti ve kendi kendine mayalanmış arpa şarabından ginseng meyveli kızarmış pilava, Yadong somonundan kara mantara Tibet mutfağından özgün seçenekler sunan mekanda o günün taze menüsü ile Shigatse gurmesinin tadını çıkarırken Tibetli müzik gruplarıyla eğleniyor ve geleneksel Tibet şarkılarının keyfini sürüyoruz. Mengding vadilerine yol alarak Mengdingshan çay tarlalarına varıyoruz. Çinli çiftçilerle tanışıyor, tüm çay yapma sürecini öğrenip meşhur Çin çayı deneyiminin bir parçası oluyoruz. Çiftliğin huzur dolu ortamında aromaları çaylarımızı yudumlarken yerel rehberimizden eski çay seremonilerinin öyküsünü dinliyoruz. Rustik bir mekanda ise köy mutfağını tadıyoruz. Bir başka gurme deneyimimizde ise Çin mutfağında kaynayan çorba sularıyla hazırlanan ve çeşitli güveç yemeklerini içeren meşhur “hot spot” sofrası eşliğinde yerel kostümler ve Çin müziklerini içeren törensel Siçuan Gecesi’nin keyfini sürüyoruz.