Dahil Olan Hizmetler:
Türk Hava Yolları ile İstanbul-Dubai-İstanbul uçak biletleri
Havalimanı vergileri ve bilet servis ücretleri
İtalyan stil 5* yolcu gemisinde 7 gece kahvaltı dahil konaklama
5* Dubai otelinde 1 gece kahvaltı dahil konaklama
Otel ve şehir vergileri (turist vergileri)
Gemide alınacak tüm öğle yemekleri
Gemide alınacak tüm akşam yemekleri
Özel seyahat sağlık sigortası
Yurt dışı çıkış harçları
Yerel mekanlarda alınacak 1 adet öğle yemeği
Yerel mekanlarda alınacak 1 adet akşam yemeği
Doğu'nun Limanları I (Amin Maalouf’un İzinde Muharrak)
Doğu'nun Limanları II (Bahreyn ve Dilmun’un Sırları)
Doğu'nun Limanları III (Mezopotamya Mitleri: Gılgamış ve Enki Levhası)
Doğu'nun Limanları IV (Kültür Kavşağı Katara Köyü)
Doğu'nun Limanları V (İnci Adası ve Arap Rivierası)
Doğu'nun Limanları VI (Doha’dan Batı Koyu’na Katar)
Doğu'nun Limanları VII (Sir Bana Yas Adası ve Şeyh Yatağı)
Doğu'nun Limanları VIII (Trans-Basra: Bahreyn-Abu Dhabi)
Doğu'nun Limanları IX (Dubai ve Çölde Yaratılan İhtişam)
Doğu'nun Limanları X (Abra Tekneler ile Al Fahidi)
Doğu'nun Limanları XI (Dubai’de Çöl Safarisi ve Bedevi Gecesi)
Doğu'nun Limanları XII (Abu Dhabi’de Mabetler ve Kasırlar)
Programda belirtilen tüm müze giriş ücretleri
Şehirler arası transferler
Havalimanı-otel-havalimanı transferleri
Matilda Travel profesyonel Türkçe rehberlik hizmeti
Yerel rehberlik hizmeti
Rehber, sürücü ve araç masrafları (Otoyol, park, ulaşım, konaklama, yemek vs.)
Rehber ve sürücü bahşişleri (Gezimizde bahşiş toplanmıyor)
Dahil Olmayan Hizmetler:
Dubai vizesi (115 Euro)
Bahreyn vizesi (115 Euro / E-Vize)
Fazla bagaj ücreti, otel ekstraları ve kişisel harcamalar
Programda belirtilmeyen tüm gezi, yeme-içme, müze girişi ve ulaşım hizmetleri
Gezi İçeriği ve Ayrıcalıkları:
"Hiçbir ülkeden, hiçbir şehirden, hiçbir kabileden gelmiyorum. Ben yolun oğluyum... tüm diller ve tüm dualar bana aittir. Ama ben hiçbirine ait değilim..."
Bu sözler iki farklı mezhepten bir ailenin çocuğu olarak Lübnan'da dünyaya gelen ünlü bir yazara ait. Çocukluğundan beri okumayı çok seven, uygarlık tarihi yanında Gulliver'in Gezileri gibi Arapça'ya çevrilmiş seyahat kitaplarına ilgi duyan bir düşünüre. Lübnan iç savaşına tanıklık eden ve gazetecilik yıllarında bir çok Arap ve Avrupalı uluslararası figürle tanışma imkanı da bulan bu ünlü yazar Amin Maalouf'tan başkası değil.
Şimdi onun en ünlü eserlerinden birinin izini sürme vakti. Tıp kı Amin Maalouf’un Osmanlı İmparatorluğu’ndan Lübnan’a uzanan hikayesiyle, Batı ve Doğu’nun dantel gibi dokunmuş kültürel ve tarihi etkileşimini anlattığı “Doğu'nun Limanları” romanındaki kentler ve yaşamları yansıtan gezimiz, adını ve ilhamını bu ünlü romandan alıyor. Gelin, içeriğine beraber göz atalım..
Muharrak'ta Oryantalist Bir Sembolizm: İnci Yolu
Bahreyn’deyiz. “Doğunun Limanları” yolculuğumuzda roman sayfalarının gerçek bir mimari ve tarihe büründüğü Muharrak'ı keşfedeceğiz. Arap tarihçisi rehberimiz ile İnci Yolu’nu adımlıyoruz. İnci çıkarma tarihinin yanı sıra mütevazi dalgıç evlerinden avlulu konaklara birbirine bağlanan yolda mercan taşı ve ahşaptan yapılma yapıları görüyor, Terrazzo direklerinin tepesindeki beyaz küre sokak lambalarından sokak mobilyalarının harcına karışmış istiridye kabuklarına inciyle ilgili oryantalist bir sembolizmin gerçek tanıkları oluyoruz. İnci Yolu’nun eski evlerinin süslediği dar sokakları adımlıyor ve restore edilmiş yeni binaların da cesur ve çağdaş mimari ifadeleriyle karşılaşırken tarihi çevrenin ölçeğine ve sokak hatlarına nasıl bir saygı gösterdiklerine hayranlıkla ve biraz da imrenerek şahit oluyoruz. Brütalist mimarinin estetik anlayışını benimsiyor, eskinin formlarını ise komşu yapılarda keşfediyoruz. Şanlıysak geleneksel müzik etkinliklerine de denk gelebilir ve inci avcıları şarkılarının da söyleneceği sokak performanslarını yakalayarak hikayeyi tamamlayabiliriz. Muharrak sokaklarında güzel bir sürpriz de bizi bekliyor. Hayranlıkla gördüğümüz evlerin birini bu kez içeriden ziyaret edeceğiz. Ev sahibi yapıyı kendi sözleriyle özetliyor: “Böylece bu eller, yarattıkları eski evlerin cazibesini sarsınlar... böylece kadınlar, zamanın anılarından gelen parlak ipliklerine ulaşabilsinler, giysilerini işleyebilsinler. Çünkü evlerin güvenli kapıları vardır, bu yüzden içlerinde yaşanmış olanların hikayelerini nasıl koruyacaklarını bilirler. Çünkü Kurar evi, geleneksel kurar nakışı sanatının son koruyucusudur..” Evet, bizler de Kurar Evi’ndeyiz. Muharrak’ın tarihi yapılarından olan Kurar Evi’nin kapılarını aralıyor, bir araya gelip parlak ve narin Kurar kurdelelerini yaratmaya çalışan Kurar kadınları ile tanışıyoruz. Eski Muharrak’taki Kurar Evi'nde geleneği sürdüren kadınlar, bu samimi ev (Şeyh İbrahim bin Muhammed El Halife Merkezi) sayesinde, bu el sanatını ve hala bu sanatı icra eden yaşlı kadınların mirasını koruyabiliyor.
Dilmun'un Sırları (Gılgamış ve Enki Levhası):
Bu kez Dilmun (Telmun) medeniyetinin izini sürmek üzere yola koyuluyoruz. İlk durağımız antik Dilmun uygarlığının başkenti Bahreyn Kalesi. Bahreyn’deki en önemli Dilmun Arkeolojik buluntularının keşfedildiği yer olan höyük sadece Dilmun’un değil, aynı zamanda Tylos ve İslam dönemlerindeki haleflerinin de gücünün olağanüstü bir örneğini sunuyor. Dilmun UNESCO Dünya Mirası Alanı’nda adımlıyor; sosyal, siyasi, askeri ve dini yapıların atmosferik kazıları arasında dolaşırken, M.Ö. 2300’den bu yana süregelen yaşamı düşlüyoruz. Harebeler arasındaki gezimizin tadını kalenin terasında muhteşem deniz manzarasının eşlik edeceği ortamda içeceklerimizi yudumlayarak çıkarmarya devam ediyoruz. “Dilmun’un Sırları” rotamız Bahreyn Ulusal Müzesi ile sürüyor. Dilmun döneminden kalma antik eserler arasında zamanda yolculuğuna çıkıyoruz. Müzenin antik koleksiyonları arasındaki bu zaman yolculuğunun en şaşırtıcı durağı ise elbette dünyaca ünlü Mezopotamya destanının kahramanları Gılgamış ve Enki’yi (diğer adıyla Enkidu) tasvir eden o büyüleyici tablo. Gılgamış ile Dilmun arasındaki bağlantı ise, destanın Dilmun’a (günümüz Bahreyn’i) “mutluluk ve sonsuz gençlik diyarı” olarak atıfta bulunmasında yatıyor. Müze ziyareti ardından bu kez geleneksel Bahreyn çarşılarının keyfini çıkaracağız. Geleneksel parfümlerin yerel Baharat kokularına karıştığı Manama Souq’a varıyor ve canlı pazar yerinde yerel tatlılar, şifalı otlar ve geleneksel Arap ilaçları satan çeşitli tezgahlar arasında yerel yaşamı farklı bir açıdan tanıyacağımız keyifli bir vakit geçiyoruz.
Arap Rivierası'ndan Katara Köyüne Doha:
Arap Yarımadası’nın doğusunda Basra Körfezi ülkesi olan Katar’ın başkenti Doha limanındayız. Batı körfezinde ilerleyerek doğunun limanlarında kültür, tarih, sanat ve mimarinin izini süreceğimiz bir başka yolculuğumuz başlıyor. İlk durağımız Katara Köyü. Amin Maalouf’un “Doğunun Limanları” romanındaki gerçek kahramanların bir aynası adeta Katara Kültür Köyü. Doğu’nun kültür ve sanat alışverişinin getirdiği insan etkileşimi için bir umut projesi olarak yeşermeye devam edeb ve ilham verici bir vizyonla hayata geçirilen Katara; tiyatrolarından operasına, sanat galerilerinden sergi salonlarına her gezginin dünyanın çeşitli kültürlerini deneyimlemek için bir araya geldiği yer olarak dünya kültür mirasını ve geleneklerini sürdürmeye hizmet ediyor. Katara’da yapacağımız gezi sonrası istiridye kabuğu planıyla meşhur İnci Adası’na (The Pearl) varıyoruz. Batı Koyu (West Bay) kıyılarında kurulmuş ada; trafiğe kapalı meydanları, Akdeniz stili yat limanları ve birbirinden güzel peyzajlara sahip bahçeleriyle “Arap Rivierası” gibi zarif ve davetkar ünvanlarla anılıyor. The Pearl gezimiz ardından bir sonraki durağınız Doha’nın tarihi semtinde yer alan geleneksel pazarı Souk Waqif. Bedevilerin et, yün ve diğer ürünleri sattığı bir hafta sonu pazarı olarak başlayan ve yakın zamanda giyimden şahinlere envai çeşit bölümlere ayrılmış çok sayıda küçük dükkanla yenilenen hareketli çarşıyı adım adım geziyor, Katar’ın renklerinde kayboluyoruz. Daha sonra Katar’ın tarihi geçmişinin, bugününün ve geleceğinin benzersiz bir portresini çizen Katar Ulusal Müzesi’ni ziyaret ediyor, arşiv görüntüleri sunan çeşitli filmler ve sözlü tarih animasyonlarıyla çağrışımlı bir ziyaret keyfi sunan müzede sürükleyici bir deneyime sahip oluyoruz. Son durağımız ise çatısındaki düzinelerce kubbe ile devasa bir kaleyi andıran Katar’ın ulusal mabedi Muhammad İbn Abd Al Wahhab Cami oluyor.
Sir Bani Yas ve Şeyh Yatağı:
Gemimiz Birleşik Arap Emirlikleri’nin en büyük doğal adası Sir Bani Yas’a varıyor ve bugün de özel bir deneyim doğunun limanlarında bizleri bekliyor. Bu kez kendimizi doğulu bir hükümdar gibi hissedecek ve “Şeyh Yatağı” olarak anılan doğu tarzı kameriyelerde Sir Bana Yas’ın masmavi denizi ve ipeksi kumsalının keyfini süreceğiz. Limana varışımızla önce araçlarımızla buluşup Şeyh sahiline ulaşıyoruz. Burada “Şeyh Yatağımız” kişisel olarak bizler için hazırlanmış oluyor. Şişelenmiş buz gibi sular, çeşitli tropik meyveler ve atıştırmalıkların tadını hemen çıkarmaya başlayabilir ya da deniz, kum ve güneşin keyfini sürebilirsiniz.
Geleneksel Ruha Nadir Bir Bakış Açısı: Al Fahidi
Dubai’de rotamız bu sefer çölde yaratılan ihtişam değil emirliğin eski yüzünü keşfedeceğimiz Al Fahidi. Önce Dubai koylarının geleneksel ahşap tekneleri Abra’lara biniyor ve yerel tüccarların teknelerini demirledikleri doğunun limanlarının, gökkuşağı gibi arka arkaya sıralanmış Arap yelkenlilerinin, klasik Dubai evlerinin ve minarelerin rüzgar kulelerine karıştığı Oryantal manzaraların keyfini sürüyoruz. Ardından Eski Dubai’nin kültürel ve tarihi özünü en çarpıcı şekilde yansıtan Al Fahidi’de yürüyüşe çıkıyoruz. Şehrin geleneksel ruhuna nadir bir bakış açısı sunan sokaklarda adımlıyor, modern mimarinin gölgesinin altında keşfedilmeyi bekleyen zengin bir kültür ve tarih hazinesinin izini sürüyoruz. Eski balıkçı evleri ve kerpiç yapılarla çevrili dar sokakların her biri doğunun limanlarının geleneksel yaşam tarzına dair bir hikaye anlatıyor. Tarçın kokularının safran aromalarına karıştığı Baharat Çarşısı, göz kamaştıran Altın Çarşısı, kumaş dükkanları ve çanak-çömlek gibi zanaat atölyeleri ile Eski Dubai, asırlık denizcilik bilgisine sahip doğu limanları sakinlerinin ve eski Emirlik yaşamının hala canlı bir temsilciliğini yapıyor. Sokakları saran baharat kokuları arasında dolaşmaya devam ediyor, geleneksel Emirlik müziklerinin ahenkli ezgilerine kulak veriyor, Arap kahvelerini yudumlayıp, yerel el sanatlarını ellerimizle deneme fırsatını da kaçırmıyoruz.
Körfezin Kınası: Gün Batımında Çöl Safari ve Bedevi Gecesi
Özel 4x4 araçlarımıza biniyor ve Dubai çöllerine doğru safariye çıkıyoruz. Kum tepelerini aşıyor ve eski zaman Arap tarihinin izinde uçsuz bucaksız çölün mistik atmosferini deneyimliyoruz. Çöl geleneklerini de yaşayacağımız bu ilginç deneyimde deve sırtında da çölü yaşayabilir, geçici çöl kınaları yaptırabilir ya da çölün avcıları şahinlerle fotoğraf çektirip anılarınızı ölümsüzleştirebilirsiniz. Daha sonra çölde destansı bir gece bizleri bekliyor. Çöl ortasında kurulu Bedevi kampında ağırlanıyor, çöl ateşi etrafından geleneksel çöl müzikleri ile raks edenleri izlerken barbekü akşam yemeğimizin de tadını çıkarıyoruz.
Çölde Yaratılan İhtişam: Dubai
Çölde yaratılan ihtişama tanıklık etmek için Birleşik Arap Emirlikleri’ni oluşturan yedi ülkeden biri olan Dubai’yi keşfe çıkıyoruz. Akıllara durgunluk veren mimarisiyle dünyanın en yüksek binası olan Burj Khalifa ve hemen yanında yer alan dünyanın en büyük alışveriş merkezi Dubai Mall, dünyanın ilk 7 yıldızlı oteli olarak tarihe geçen efsanevi Burj Al Arab’a da ev sahipliği yapan ve Dubai’nin simgesi haline gelmiş ünlü Palmiye Adası, birbirinden ilginç mimarilere sahip gökdelenler ve lüks yatlara ev sahipliği yapan Dubai limanı göreceğimiz yerler arasında.
Trans-Basra: Bahreyn-Abu Dhabi
Gemimiz Basra Körfezi’ni transit geçerek Bahreyn'den Abu Dhabi limanına varıyor. Bu kez Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dhabi’yi geziyoruz. Memlükler’den Osmanlı’ya uzanan geçmişi ve bembeyaz çarpıcı mimarisiyle ünlü Şeyh Zayid Cami'ni ziyaret ediyor ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin en eski taş binalarından olan tarihi Alhosn Kasrı'nın kapılarını aralayıp kale müzesini geziyoruz.
TÜRKİYE’DEN İLK DEFA ve SADECE MATİLDA’DA çöl ortasındaki Safevi kervansarayında konaklama ve tarihi İpek yolu üzerinde destansı bir gece.. Yine TÜRKİYE’DEN İLK KEZ çöl yıldızları altında Ömer Hayyam gecesi ve Samanyolu gözlemi.. Firdevsi’den Sadi’ye sanat ve edebiyat.. Perslerin öyküsü.. Safevi lezzetleri.. Zerdüştlerin izinde Yezd.. Cemşid’in Tahtı Persepolis.. Şairler şehri Şiraz.. Dünyanın yarısı İsfahan.. Pasargad’ın sırları Kaşan’dan Tahran’a sürreal bir dünya sıra dışı bir keşif..
Sinbad efsanesinin doğduğu topraklar ve Binbir Gece Masallarını andıran bir sultanlık.. Kumların Atlantisi Ubar.. Issız Topraklar Rubülhali.. Vahibe Çölü’nde kamp geceleri.. Eski zamanların korsanlar sahili Sur.. UNESCO mirası Sığla Toprakları.. Hacer Dağı.. Birkat el Mauz'un muz fidanlıkları.. Al Hamra’nın çamurdan evleri.. Hürmüz prenslerinin gözdesi Qalhat.. Çöl vahası Aflaj Kanalları.. Zamanın durduğu Rustak ve Maskat.. Efsanevi Bahla kalesi.. Farklı bir rota farklı bir macera Umman..
TÜRKİYE’DEN İLK KEZ ve SADECE MATİLDA’DA gökyüzünden çölün kalbine: Balonla Wadi Rum.. Yine SADECE MATİLDA’DA ay ışığında kumların fısıltısı: deve sırtında çölde gece.. Nebatiler’in izinde Petra.. Arabistanlı Lawrence Yolu ve taş kemerli geçitlerde 1917’lerin rüzgarı.. Antik mozaiklerden Bizans’a Madaba.. Ürdün’ün sessiz bekçileri Çöl Kaleleri.. Tuzun ve gizemin büyüsü Lut Gölü.. Ceraş ve kumdan masallar.. Bir kahve bir hikaye: Amman.. Nebo Dağı ve Vaat Edilmiş Topraklar.. Kızıl Krallık Ürdün..