NAMİBYA ve KALAHARİ ÇÖLÜ
Himba-Buşman-Damaralar Üçgeninde Issız Namibya

Gezi İçeriği ve Ayrıcalıkları:

Dünyanın en eski avcı toplayıcı kabilelerinden dünyanın en yaşlı çölüne yolculuk: Namibya ve Kalahari Çölü..

Buşman Kabileleri: Tanrılar Çıldırmış Olmalı

Bugün yeryüzünde yaşayan insan toplulukları arasında en ilkel durumda olan ve dünyanın en eski avcı toplayıcı kabilesi Buşmanlar'ın dünyasına ve yeryüzünün en eski çölü Kalahari'nin derinliklerine yolculuk ediyoruz. Buşman köyüne konuk olup yaşayan San kültürünü keşfedeceğimiz kabile fertleriyle tanışıyoruz. TÜRKİYE'DEN İLK DEFA ve SADECE MATİLDA ile yaşayacağınız bu ilginç deneyimde tıpkı bir Buşman gibi çalılık keşif yürüyüşüne çıkıyor, dünyaca ünlü kült film “Tanrılar Çıldırmış Olmalı” sahnelerinin çekildiği doğal mekanlarda Buşmanlar’dan geleneksel avlanma teknikleri, yaban hayatında nasıl iz sürüleceği, iki sopayla nasıl ateş yakılacağı, devekuşu yumurtalarında nasıl su toplanacağı, tuzakların nasıl kurulacağı, hangi bitkilerin ilaç olarak uygun olduğu veya inci ve devekuşu takılarının nasıl yapılacağı gibi ilkel hayatta kalma becerilerini, yöntemlerini ve kültürlerini öğreniyor ve Buşman kabilesinin gerçek yaşamlarını daha yakından tanıma fırsatı buluyoruz. 

Dünya'nın En İlginç Kabilesi Himbalar: 

Yüzlerce yıldır olduğu gibi geleneksel ve kadim yaşam tarzlarını sürdürmeye devam eden, Dünya'nın en ilginç kabilelerinden Himbalar’ı yakından tanımaya gidiyoruz. Karmaşık saç stillerinin güzelliklerine karıştığı süslü kadınları ve kırmızı aşı boyasına bürünmüş erkekleri ile bizleri karşılayan ilkel kabilenin modern dünyadan uzakta şaşırtan yaşam tarzlarını yakından tanıyor ve ilginç geleneklerine şahitlik ediyoruz. Bu ilginç deneyimde Himbalar gibi giyinecek ve yüzyıllardır süregelen şarkılar eşliğinde yapılan kabile danslarında el çırpmalarının yarattığı kadim armonilerle Himbalar’ın büyülü dünyasına karışmanın heyecanını yaşayacağız.

Yalçın Dağların Halkı Damaralar ve Damaraland: 

Rotamızı bu kez başka bir gezegene çeviriyor ve yalçın dağların halkı Damaralar’ın diyarı Damaraland’a yol alıyoruz. Önce Spitzkoppe’de sivri kubbe şeklinde uzanan kel granit zirveleri ile özellikle kaya tırmanıcıları için bir cazibe merkezi olan alanın heybetli granit kayaları üzerinde adımlıyor ve adeta metafiziksel boyut kapılarını andıran oval oluşumların altında soluklanıp sınır ötesi bir dünyaya adım atıyoruz. Fotoğrafları ünlü yönetmen Stanley Kubrick’in kült eserlerinden “2001: Bir Uzay Destanı (2021: A Space Odyssey)” filmi için arka plan olarak kullanılan bu dağların eteklerinde geçireceğimiz eşsiz zamanın keyfini sürüyoruz.

Damaraland’ı keşfetmeye devam ediyoruz. Günümüze, Buşmanlarla birlikte Namibya'daki en eski uluslardan biri olan Damara Halkı ile tanışarak başlıyoruz. Khoisan lehçesi konuşan Bantu kökenli oldukları düşünülen ve kuzeyden Namibya’ya göç eden ilk insanlar olduğu tahmin edilen Damara’ların arkaik bir avcı-toplayıcı kültür ile sığır, keçi ve koyun çobanlarının kültürünün bir karışımı olan orijinal kültürlerini deneyimliyoruz. Ardından kutsal bir işaret parmağı gibi dikilen Vingerklip kaya oluşumu, Afrika’nın en ünlü kaya sanatı merkezlerinden biri olan ve 1952 yılında ulusal anıt ilan edilen, 5.000’den fazla petroglif ve 200 kaya resmine ev sahipliği yapan Twyfelfontein, volkanik aktivitenin yaygın olduğu bölgede, milyonlarca yıl öncesinden günümüze kalan Org Boruları Kayalığı göreceğimiz fenomen yerler arasında.

Sossusvlei'nin Ayakta Ölen Ağaçları ve Sesriem Kanyonu: 

Naukluft Milli Parkı içerisinde yer alan ve sürreal bir tabloya veya bir masaüstü resmine ilham olan güzelliğiyle evrensel bir ün kazanmış olan Sossusvlei tuz tavasını ziyaret ediyoruz. Bir su havuzunun buharlaşmasıyla oluşan bu beyaz vahada ayakta ölen ağaçların ve dünyanın en yüksek kumullarından olan kızıl tepelerin yarattığı görsel şölenin tadını çıkarıyoruz. 

Tsauchab Nehri’nin milyonlarca yıl boyunca şekillendirdiği ve bölgedeki tüm yıl boyunca su tutan birkaç yerden biri olmakla birçok canlıya hayat veren Sesriem Kanyonu’nu keşfe çıkıyor, siyasi bağımsızlık veya daha iyi yaşam koşulları için göç eden toplulukların Dorsland Yolu keşiflerinde bir su kovasına altı deri kayış bağlayarak bu kanyondan su çekmelerine atfen Sesriem adını alan ünlü kanyonda, tortul kayaların geçmişten gelen fısıltıları arasında dolaşıyor ve ardından Dune gezegeninin büyülü kumullarını adımlayarak Afrika’nın sıcak nefesini soluyoruz.

Çöl ile Denizin Kucaklaşması: Sandwich Harbour

Pek çok kişinin adını duyduğu ancak çok az kişinin ziyaret edebilme şansına sahip olduğu Sandviç Limanı’na (Sandwich Harbour) ulaşıyoruz. 4x4 safari araçlarımızla devasa kum tepelerinin doğrudan okyanusa uzandığı akıl almaz doğa harikasını keşfediyor, nefes kesen manzaralarının tadını çıkarıp çöl ile denizin kucaklaşmasını hayranlıkla izliyoruz. Nesli tükenmekte olan türlere ev sahipliği yapan ve ekolojik anlamda son derece önemli olan bölgede denize doğrudan uzanan geniş kum tepeciklerinin yanı sıra arkeolojik alanlar, pembe tuz gölleri, lagün ve kuş koruma alanı da göreceğimiz yerler arasında. Daha sonra MATİLDA geleneğini sürdürüyor ve yine unutulmayacak deneyimleri yaşamak üzere bu kez önce kumul tepelerini deve sırtında aşıp ardından katamaran ile okyanusa açılıyor ve öğle yemeğimizi Pelikan Yarımadası’nda adaya adını veren pelikanların yanı sıra yunusları, fokları hatta şanslıysak balinaları gözlemleyerek okyanustan sofralarımızı süsleyecek taze istiridyeler ve köpüklü şarap eşliğinde barbekü keyfiyle alıyoruz.

Kalahari'de Çita Safarisi:

Kendine özgü cılız bitki örtüsüne rağmen okyanusun nemli rüzgarlarından mahrum olduğundan çöl statüsünde kalan Kalahari topraklarında eşsiz bir safari deneyimi yaşıyor ve Dünya’nın en hızlı kara hayvanı olan çitalarla yakın bir ilişki kurma şansının heyecanını yaşıyoruz. Bu zarif ve muhteşem yırtıcı kedilerin vahşi doğasına konuk oluyor ve dünyanın en eski çölünde unutulmaz fotoğrafları yakalamanın peşine düşüyoruz.

Büyük Beşlinin İzinde Etosha Ulusal Parkı: 

Afrika savanalarının en sevilen vahşi yaşam alanlarından Etosha Ulusal Parkı’na yol alıyoruz. Öğle yemeği sonrası el değmemiş tabiatın huzur ve dinginliğinde safariye çıkıyor ve ünlü Etosha savanasının tadını çıkarıyoruz. Yine sabah erken saatlerde vahşi doğanın canlılarla olan en güzel uyumunu keşfetmek üzere gün doğumu safarisine çıkıyor ve aslanlardan leoparlara, fillerden gergedan ve mandalara Afrika büyük beşlisinin izini sürüyoruz. Gün batımında da romantik bir safari bizleri bekliyor.

Vahşi Namibya'ya Devam: Çöl Vaşağı Karakulak ile Buluşma

Afrika’nın sırlı kedisi çöl vaşağı kara kulakların izini sürüyoruz. Bu ilginç safari parkı yolculuğunda aslanlar, Afrika vahşi köpekleri ve leopar ile de karşılaşmamız an meselesi.

Flamingo Sürülerinden Ay Vadisi'ne Swakopmund:

Tarihi 19. yüzyıla dek uzanan Swakopmund’a doğru yol alıyor ve bu kızıl gezegende okyanusun mavi suları ile buluşuyoruz. Okyanusun kıyısında yürüyüş yaparken cennetin pembe ufkundan sökün edip pembe kanatlarıyla sahile konan flamingo sürülerini izlemenin hazzına varıyoruz. Bu romantik safari ardından sıra dışı bir deneyim daha bizleri bekliyor. Bu kez Ay’a yolculuk edeceğiz. Evet gerçekten de ünlü Ay Vadisi’ne varıyor ve çakıllı ovalardan Swakopmund Kanyonu’na kadar uzanan ve Ay kriterlerine benzeyen kaya oluşumlarını ve renklerini temaşa edip seyahat romanlarıyla ünlü Jules Verne’in meşhur “Ay’a Yolculuk” romanındaki bilimkurgunun yeryüzünde vücut bulması gibi kendimizi ütopik bir yolculuğun içinde hissediyoruz.