ETİYOPYA ve OMO VADİSİ KABİLELERİ
İnsanlığın Başladığı Yer Etiyopya

Gezi İçeriği ve Ayrıcalıkları:

Sadece Afrika'nın değil Dünya'nın en çarpıcı yerlerinden Güney Etiyopya'ya yol alıyor ve nesiller boyu süren gelenekleri ile yaşayan kültürel bir mirasın muhteşem örneği olan Omo Vadisi kabileleri ile buluşuyoruz.

Ekvator kuşağına özgü yerel Afrika yaşamını ve tarihi kaya oyma kiliseleri ile Lalibela'nın sırlarını, Dünya'nın en büyük fay hattı Büyük Rift Vadisi’ndeki çarpıcı Omo Bölgesi ile birleştiriyor, aynı üçgende Afrika tutkusunu rengarenk kabilelerin sanatsal tasarımları ve süslemeleriyle zenginleştirip ilkel kültürlerin mistik dünyasına yolculuk ediyoruz.

Mursi'ler ve Dudaklara Takılı Killer: 

Mago Ulusal Parkı’nda Omo Vadisi’nin ilk kabilesi Mursiler bizleri bekliyor. Etiyopya’nın bu en sıra dışı kabilesi ile tanışıyor Mursi kadınlarının dudaklarına taktıkları kil plakaların sır perdesini aralıyoruz. Omo Nehri vadisinde yaşayan insanların en tanınmış kabilesindeki Mursi kadınlarının yetişkinliğe girdiğinde alt dudakları kesiliyor ve içine kil veya daha az sıklıkla tahta disk yerleştiriliyor. Diskler giderek daha büyük disklerle değiştiriliyor. Mursilere göre disk ne kadar büyükse o kadar etkileyici oluyor. En etkileyici olanları 35 cm çapına kadar varıyor. Diskler yanında vücudun her yerinde bulunan diğer süslemeler, kadının çekiciliğini ve değerini belirliyor. Nişan ve evlilik için ayrı boyutlarda yüzükler ve süslemeler bulunduğu gibi eski Anadolu adetlerinde de olan “Başlık Parası” gibi bazı gelenekler de dikkat çekiyor. Mursi erkekleri de vücutlarını dekoratif olarak boyuyor ve yüzlerini genellikle beyaz desenlerle kaplıyor. Mursiler’in saklı dünyasını keşfederek anılarımızı ilginç fotoğraf kareleriyle ölümsüzleştirmeyi de unutmuyoruz. 

Kayalara Oyulan Unesco Mirası: Lalibela

Bilinmeyen Etiyopya'nın izini sürmek ve hala sırlarını koruyan gizemli mabetlerin kapılarını aralamak üzere Lalibela'ya yolculuk ediyor ve dünyaca ünlü kaya oyma kiliselerini keşfe çıkıyoruz. 12. ve 13. yüzyıllar boyunca inşa edildiği düşünülen UNESCO mirası alanda dört grupta gruplandırılan yapıların en gizemli ve en ünlüleri arasında olan meşhur kaya oyma kiliseleri ziyaret ediyoruz. 

Karo'lar ve Boğa Atlama Törenleri: 

Omo vadisi kabileleri arasında boyanmış vücut dekorasyonunda uzman Karolar ile tanışacak, Karo erkeklerinin ilginç şekilde tıraşlanmış saçlarını da göreceğiz. Dahası boğa atlama törenine katılma şansı yakalayabileceğiz. Karo geleneğinde erkek çocuğun erkekliğe adım atmasını sağlayan özel bir tören olan Boğa ya da inek atlama geleneği, Karoların yüzlerce yıldır süren gelen bir ritüeli. Tören, önce erkekliğe adam atacak çocuğun kadın akrabalarını dansı ile başlıyor ardından bu kadınlar yakın zamanda yetişkin oldukları kabul edilen erkekleri kırbaçlanmaya davet ediyor; bu onların atlayıcıya desteklerini gösteriyor, yara izleri de onlara ihtiyaç anında onlardan yardım isteme hakkını veriyor. Erkek çocuk, birkaç boğanın veya ineğin sırtının üzerinden en az iki kez ileri geri atlamaya çalışıyor. Başarırsa erkekliğe adım atmış oluyor. 

Dassanach’lar ve Ana Erkil Afrika:

Yeniden unutulmayacak deneyimleri yaşamak ve Omo Vadisi gizemlerinin izini sürmek üzere yola çıkıyoruz. Bu kez rotamız Etiyopya ve Kenya sınırında yer alan Omo Vadisi kasabalarından Omorate. Önce Omo nehrini kazıklardan inşa edilen tekneler veya kanolar ile geçiyor ardından meşhur köye ulaşıyoruz. Omorate’de bu defa Dassanach kabilesi ile buluşacak ve Dassanach’ların ana erkil dünyasını keşfedeceğiz. Evet Dassanach kabilesinin gündelik hayattaki tüm rolleri kadınlar tarafından yerine getirilirken erkeklerin rolü ise sadece köyü korumakla sınırlı.

Afrika Paganları Konso'lar: 

Omo Vadisi kabileleri arasında “Afrika Paganları” olarak anılan Konso’ların köyünü ziyaret ediyoruz. Omo Vadisi’nin belki de en renkli yüzünü tanıyacağımız köyde Pagan bir halk olan Konso, yüzyıllardır süregelen kadim inançları ile ünlü. Ölü mezarlarının üzerine dikilen ürkütücü ahşap totemler, çeşitli fal sembolleri, yılanların yetiştirilmesi ve onlara saygı gösterilmesine dayanan çok sayıda kültler bunlardan sadece birkaçı. Taşla desteklenen teraslamalar yoluyla verimli olamayan vadilerde bir yaşam elde etmelerini sağlayan tarım ekonomileri ve yaşamlarının temel taşı olan Pagan kültürü, UNESCO Somut Olmayan Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde yer alıyor. Dış dünyanın neredeyse hiç dokunamadığı bu kültürü yakından tanıyor, Konso’ların arasında karışıp kültürünü ilk elden öğrenmenin heyecanını yaşıyoruz. 

Omo'nun Saygın Mimarları Dorze'ler:  

Dorze köyüne yol alıyoruz. Arı kovanı şeklindeki geleneksel evleri, dağ yamacında verimli bir tarım yapabilmek için toprak erozyonunu önlemelerine olanak tanıyan usta teraslama teknikleri ile “Omo’nun Saygın Mimarları” ve dokumadaki yetenekleri ile “Omo’nun Dokumacıları” olarak da anılan Dorze kabilesi ile tanışıyor, köyü gezip Omo’nun bu saygın çiftçilerini en yakından tanımanın ayrıcalığını hissediyoruz.

Key Afer'de Kutsal Perşembe: 

Key Afer kasabasına doğru yola çıkıyoruz. Burada da yine sıra dışı bir deneyimin heyecanını yaşıyoruz. Bu kez Güney Etiyopya'nın en ilginç pazarı olarak kabul edilen “Büyük Kabile Pazarı”nın kapılarını aralayacağız. Sadece Perşembe günü kurulan pazarda yerimizi alacak ve pazarın kadim ziyaretçileri Bana, Hamer ve Bishada kabileleri arasında adımlayıp büyülü atmosferi yakından tanıyacağız. 

Büyük Rift Vadisi: 

Önce Awassa’nın meşhur balık pazarını ziyaret ediyoruz. Bu kez Omo Vadisi kabilelerini değil Etiyopyalı balıkçılardan taze balıkları satın alan rengarenk su kuşu kabilelerini göreceğiz. Balık pazarı turumuzu takiben ünlü Rift Vadisi’nin Etiyopya tarafı için yola koyuluyoruz. Coğrafi yapısının yanında çok çeşitli flora ve faunası ile meşhur Rift Vadisi, Kızıldeniz’den Kenya sınırına kadar Etiyopya’dan geçiyor. Çok sayıda doğa harikası göl, kaplıca ve çeşitli yaban hayatı içeren Etiyopya Rift Vadisi, ülkenin en ideal turizm alanlarından biri olarak kabul ediliyor. Kaplıcalar ve volkanların yanı sıra sahip olduğu göller, Dünya’nın en eski ve en derin gölleri arasında yer alıyor. Bizler de bu göller arasında en ünlülerinden biri olan Ziway Gölü kıyılarını geçiyor ve şanslıysak topuz gagalı kazlar, Afrika balık kartalı ve eyer gagalı leylek gibi birçok egzotik su kuşunu görme imkanı buluyoruz.

Vahşi Etiyopya: 

Afrika’nın en uzun ve en iri timsahlarının kıyılarında güneşlendiği Chamo Gölü’nde tekne turuna çıkıyoruz. Suyun altında saklanan su aygırlarını arıyor pelikan kolonilerinden dünyaca ünlü Mum Gagası kuşlarına vahşi Etiyopya’nın keyfini sürüyoruz.

İnsanlığın Başladığı Yerde: Lucy İskeleti

1974 yılında iskeleti bulunan insansı akrabamız “Lucy”nin 3,2 milyon yıllık kalıntılarını göreceğimiz Ulusal Arkeoloji Müzesi de programımızda. Amerikalı paleontolog Donald Johanson’un keşfettiği kalıntılar, önceden var olduğu bilinmeyen bir türe ait olmasıyla Paleontoloji tarihinde önemli bir keşif olarak yeni de bir çığır açmıştı. Adı, bulunuşunu kutlamak için, bulunduğu akşam verilen yemekte dinlenilen Beatles grubunun “Lucy in the Sky with Diamonds” parçasında adı geçen kızdan esinlenildi. Çünkü kalıntılar, yetişkin yaşta ölmüş bir dişinin nerdeyse eksiksiz iskelet kemiklerinin fosiliydi. Lucy ile ilgili en önemli şeylerden biri de onun yürüyüş şekliydi. Lucy’nin iskeleti üzerinde araştırma yapan bilim adamları, özellikle dizinin yapısı ve omurga eğimine dayanarak onun zamanının büyük bölümünü iki ayağı üstünde yürüyerek geçirdiğini keşfettiler. 2007’nin başında ise bir araya getirilmiş fosiller ve ilgili eserler uzun süre Amerika Birleşik Devletleri’nin çeşitli bölgelerinde “Lucy’s Legacy: The Hidden Treasures of Ethiopia (Lucy’nin Mirası: Etiyopya’nın Gizli Hazineleri)” adıyla sergilendi. Şimdi bizler de, Lucy’in iskeletini keşfedildiği ülke Etiyopya’da görmenin hazzını yaşıyor, Lucy’nin mirasını ve Etiyopya’nın gizli hazinelerini yerinde ziyaret etmenin keyfini sürüyoruz.

Başkent Addis Ababa ve Habeş Gecesi:

Başkent Addis Ababa'yı da keşfe çıkıyoruz. İhtişamlı mimarisi ve Ortodoks dünyasındaki dini önemiyle ünlü Kutsal Üçleme Katedrali’ni ve Addis Ababa Üniversitesi Etnoloji Müzesi’ni geziyoruz. Daha sonra birçok farklı Etiyopya halkına ve onların kültürlerine dair farklı bir bakış açısı sunan Afrika’nın en büyük pazarı Mercato’da adımlıyor ardından şehrin nefes kesen panoramik manzarasına ev sahipliği yapan Entoto Dağı’nın zirvelerine çıkıyoruz. Etiyopya yolculuğumuz son ana kadar hız kesmeden devam ediyor. Ünlü bir geleneksel Etiyopya mekanına konuk olacak, farklı halklardan Etiyopya geleneksel danslarının yer aldığı bir “veda yemeği” ne katılıp, meşhur Etiyopya kahve törenini de kaçırmayacağız. Çeşitli ulusal yemeklerin tadını Etiyopya Folklorik dansları ve farklı halklardan canlı müziğin keyfini çıkarmayı unutmuyoruz.